Manifesto
BAKIR'ın işleri mekaniği; mekân ve ilişki ilişkisini ağırlıklı olarak ele almaktadır. Geometrik formlara indirgenmiş mekânların insanın iç dünyasında şekillendiği, kendisini iyi seçilmiş korunaklı yerler olarak; ev, işyerleri, müze, okul, galeri, ibadethane, kamusal alan vb gibi yapılara göndermesi vardır. Bu mekanların içindeki birikenleri veya taşanları okumadan, mekanların tasarımlarının dış dünyanın anlaşılamayacağı iddiasını savunur. Geometrik formlarla dünyanın zaman çizgisi üzerinde dairesel konumlandırır. Bir göz, zihinsel derinliklerin ise günümüzün çok öncesine ve çok sonrasına sarkan akışkanlığı iki yönlü bir okuma olanağı sağlar.
Aynı özenle kullanılan masa serisinde de üzeri renk, leke ve dokuyla giydirilmiş formlar; Kişinin korkularını, sevinçlerini, heyecanlarını, takıntılarını, arayışlarını, özet duygu durumlarının tümünü elastikleriyle kılmaya çalışırken ortaya çıkıyor. Her resimde değişkenlik gösteren bu formlar, bireysel farklılıklarımızın devamına vurgu yapmaktadır.
Gülmeye süt çok katlı tahliller yaptığı portreler serisinde ise; alım yapıcıya “gülmeyi ciddi şekilde almayın” fikrinden hareketle, gülmenin insanlığını ve otoriteyi yok sayarak yarattığı düşüncesel patlamaları, deneyimlemeye davet ediyor.
Bianellerde yer alan eserler ise Bakır'ın yaşaması, algılaması, düşünmesi ve yaratım pratiklerini bütün şeffaflığıyla gözlerinin önünde seriyor. Kültürler arası devamlılığı ve akışkanlığı, çok renkli, çoğulculuğu, öteki karşıtlığını, sömürgeciliği, dayanışmacı reflekslerini, doğacılığı ve saygıyı ayrı ayrı içinde barındırır.
Disiplinler arası üretimlerle çoğul bir dil kullanan eserler; alımlayıcının form, renk ve anlatımla ilişkisinin katmanlarını keşfetme imkanı sunuyor.